Altyapı yerleşim yerlerinin gelişme seviyelerini gösteren mali ve sosyal kaliteyi temsil eden en önemli hizmet dalıdır. Kavramsal olarak incelendiğinde elektrik, doğalgaz, su, kanalizasyon, haberleşme, ulaşım ve arıtma çalışmalarını üst yapıya sunma hizmetidir. Kentsel teknik altyapı hizmetleri, bir bölgenin yerleşime açılması devamında bölgenin sağlıklı ve sürdürülebilir bir kentsel çevre haline gelmesi için ihtiyaç duyulan tüm iletim kanallarını ve bağlı bulunan tesisleri içermektedir. Altyapı ve inşaat sektörü birbirine bağlı bir şekilde büyümekte ve özellikle havalimanları, köprüler, otoyollar ve şehir hastaneleri gibi Kamu-Özel İşbirliği çalışmalarının başında gelmektedir.
Günlük yaşamın düzenini sağlayan altyapı hizmetlerini düzenlemek amacıyla büyükşehir belediyelerinde Altyapı Koordinasyon Merkezleri faaliyetlerini sürdürmektedir. Özellikle Covid-19 etkileri dikkate alındığında şehirlerin gelişme seyirlerinin kent dışına yöneldiğini görmekteyiz. Bu bağlamda yeni oluşacak üst yapı yatırımlarının yanında altyapı yatırımları da gündeme gelmektedir. Peki bir kentsel altyapı gelişimi nasıl ilerlemektedir?
Mevcut ve olası teknik alt yapı sorunları ve eksiklikleri tespit edilmelidir.
Tespit edilen sorunların öncelik sırası belirlenmelidir.
Kent ve gelişim yönleri bölgelere ayrılmalıdır.
Bölgelere göre sorun dağılımı yapılmalıdır.
Altyapı yatırımları özellikle bütçesel anlamda yerel yönetimleri zorlamaktadır. Bu bağlamda Avrupa birliği destekleri dikkat çekmektedir. IPA (Katılım Öncesi Mali Yardım) aracı ile Avrupa birliği ülkelerde yürütülen politik ve ekonomik yeniliklere mali ve teknik destek sunmaktadır. Avrupa birliği 2007 – 2013 kapsamında Türkiye’ye 4.483,6 milyon avro, 2014-2020 kapsamında ise 4.453,9 milyon avro tahsis etmiştir.
Özellikle bölgesel entegrasyon ve ülkeler arası işbirliğini güçlendirme başlığında değerlendirilebilecek projelere hibe desteği sağlanmaktadır.
Buraya kadar altyapı yatırımlarını genel bir değerlendirmeye aldık. Şimdi sıra altyapı projelerinin nasıl geliştirildiğini incelemekte.
İlk olarak proje başvurusu ile başlayan süreçte belki de en önemli kısım doğru bir fizibilite çalışması yürütmektir. Yasal, ekonomik, çevresel ve sosyal incelemelerin tamamlandığı bölgede geliştirilecek projenin bir diğer aşaması ise paydaşların belirlenmesidir. Burada özellikle karar mekanizması yatırımın maliyetini doğru tespit etmelidir ve yatırım çeşidine göre paydaşlar değerlendirilmelidir. Başvurusu yapılan ve ilk fizibilite raporu hazırlanan proje için ihtiyaç raporu tamamlanır ve ihale süreci başlar. İlgili makamlarla teknik destek sözleşmesi imzalanır ve görev ve sorumluluklar belirlenir.
Altyapı hizmetlerinin sürdürülebilirliğinde en önemli aşama gerçekçi ve sağlıklı bir arşiv sisteminin yürütülmesidir. Teknik altyapı sistemlerinden sorumlu kurum ve kuruluşlarda yeterli bilginin ve bilgi altyapısının veya bilgi sistemlerinin bulunmaması sağlıklı değerlendirmeler yapmayı güçleştirmektedir. Uzman kadrolarca yürütülen projelerde özellikle Coğrafi Tabanlı Veri Sisteminde takibinin yürütülmesi gerekmektedir. Uzman kadro ve geniş veritabanı sistemi sayesinde hizmet kalitesinde ve kaynak kullanımında etkinliğin ve verimliliğin artacağı düşünülmektedir.
Comments